Mesaj Sayısı : 157
Puan : 444
Rep : 3
Doğum tarihi : 18/12/76
Kayıt tarihi : 20/06/11
Yaş : 47
Nerden : Almanya
| Konu: Can Dündar - Önce acılarda bölündük biz... C.tesi Tem. 02, 2011 7:53 pm | |
| Önce acılarda bölündük biz... Geniş bir avlu... Avluda bayrağa sarılı bir tabut... Başında başı bağlı bir kadın; yanında 6 yaşında bir çocuk... Soruyor Mustafa, gözü yaşlı annesine: “Babam bunun içinde mi anne?” Hangi vicdan kanamaz, böyle bir soru karşısında?.. * * * Hakkârili Kenan’ın ailesi 12 yıldır oğullarından haber alamıyor. Önceki hafta, bir çatışmada öldüğü haberi geliyor. “7 terörist öldürüldü. 5’inin cesedi Erzurum’da, 2’sininki Malatya’da; gelin alın” diyorlar. Acaba hangisi Kenan? Babası ile iki kardeşi, İnsan Hakları Derneği Van Şubesi’ne gidiyorlar. Oradan bir gönüllüyle Erzurum’a geçiyorlar. Baba kalp hastası olduğu için morga sokulmuyor. İki kardeş giriyor, 5 cesedi inceliyorlar. Teşhis edemiyorlar. Vücutta kurşun izleri... Gözler oyulmuş. Kulaklar kesilmiş. Kardeşlerden biri, gördükleri karşısında düşüp bayılıyor. Hangi can dayanır böyle bir teşhis seansına?.. * * * Kalleş pusular... Toplu mezarlar... Tecavüze uğrayan, organları hatıra diye alınan cenazeler... Kurtuluş savaşında işgalciye bile yapılmayan muameleler... “Ama onların bize yaptıkları karşısında...” diye başlayan kindar savunma cümleleri... İki tarafta da... Oysa cinnet aynı cinnet... Keder aynı keder... Babasının tabutunu soran oğullar... Oğlunun cesedini arayan babalar... * * * Pusuda öldürülen polis için BDP’lilerden bir “Üzüldük” açıklaması duymak için iki gün bekledik. Bu kadar mı zor, “Hangi cana kıyılırsa bizim içimiz yanar” diyebilmek?.. 6 yaşındaki Mustafa’nın acısını kendi acısı sayabilmek?.. Peki oğlunun cesedi başında “Ölüsünün gözünü oymuşlar” diye dövünen ailelerin ağıtını duymak da mı zor? Bunun bir soruşturmaya, hatta habere bile konu olmaması tuhaf değil mi? Bunları bilmeden, “Niye cenaze töreni böyle olaylı oldu? Bölgede bu kadar öfke nasıl birikti? Tuğluk niye ‘Kötü şeyler olacak’ diye sert konuştu” sorularına cevap bulabilir miyiz? Yaşanan vahşeti tam anlayabilir miyiz? * * * Şurası bir gerçek: Herkes kendi şehidine ağlıyor. BDP’liler, KCK tutuklularının salıverilmesini isterken diyelim aynı adaletsizliğin pençesindeki Ahmet Şık’tan hiç söz etmiyor. Buna karşın örneğin Balyoz tutuklularının, hukuksuzluğa bayrak açan eşleri de “Silivri duruşmaları canlı yayınlansın” derken listeye aylardır Kürtçe savunma krizi yüzünden ilerlemeyen KCK duruşmalarını katmayı düşünmüyor. Herkes kendi derdine yanıyor. * * * Ülke bölünmesin derken, acılarda çoktan bölündük biz... Oysa bölünmemek için, ilkin acılarımızı bölüşmeliyiz. Birbirimizin acısına dokunup hissetmeli, paylaşıp azaltmanın yollarını birlikte düşünmeliyiz. Dün dağda oyulan bir gözün, yarın ovada bir çocuğu yetim bırakabileceğini, her yetimin yeni kinler büyüteceğini görebilmeliyiz. Bu kan davası bitecekse, bu topraklarda yeniden kardeşçe bir yaşam yeşertilecekse, bilin ki bu, hem 6 yaşında tabut başında babasını soran oğlun, hem morg kapısında oğlunu arayan babanın ıstırabını anlayan, her ikisini birlikte dindirmeye çalışanların vicdanı ve çabasıyla mümkün olacak. Acılar, acı çektirdikçe değil, üleşildikçe azalacak. |
|